Ecem’in Yolculuğu: “Herhangi Bir Kız ya da Değil”

Bugün size pek değerli bir arkadaşımın kitabından bahsedeceğim. Bir insanın hayata dair bakışına rehber olabilecek bir eser yarattı. Öyle ki, yaptığı iş çok da zor, bundan bahsedeceğim.

Öncesinde bir şey söylememe izin verin. “Daha önce Loreena McKennitt dinlediniz mi,” diye soracağım, ama herhalde en azından bir şarkısını dinlemişsinizdir. Benimki de soru! Düşüneyim… Loreena McKennitt’in Elemental albümünü dinlediniz mi? Elemental, McKennitt’ın sıra dışı ve büyüleyici sesiyle âdeta sizi alıp bambaşka diyarlara götürüyor; kâh bir bulutun üzerinde, kâh su damlalarının yarattığı kümeler üzerinde, kâh da yeli hissettiğiniz, ama göremediğiniz gücüyle yolculuk ettirdiği şarkılardan oluşuyor. Hani diyordum ya,”Ben bir şeyler yazarken, arkada bir şeyler dinlemezsem yapamıyorum,” diye, işte size bu satırları yazarken, Loreena McKennitt’ın Elemental albümünü dinledim. Çünkü aşağıda bahsettiğim Herhangi Bir Kız ya da Değil kitabını, şarkıyla bütünleştiğini hissetmeseydim anlatamazdım.

Herhangi Bir Kız ya da Değil, Esra Ecem Öksüz, ama benim Ecem diye seslendiğim arkadaşımın yazdığı bir eser olduğu için koltuklarım kabara kabara yazıyorum. Kendisiyle gurur duyuyorum! İnsanlar yazmanın pek zor bir şey olduğunu söylüyorlar, ki haklılar da ama siz yazmanın karşı konulamaz büyüsüne tutulduğunuz zaman bu zorlukların üstesinden geliyorsunuz. Evet, yazmak yalnızlaştıran bir eylemdir ve bundan “Siz de yazıyor musunuz?” başlıklı yazımda bahsetmiştim. Nedir bu yalnızlıktan kastım, onu da açıklamıştım.

Yazmak sizi sosyallikten uzaklaştırmaz, korkmayın. Aksine sizi sosyal olmaya yönlendirir ve sosyal tarafınızı kuvvetlendirmenizi sağlar. Neden? Çünkü yazmak için bir kaynağa ihtiyacınız vardır. Kaynak, sizsiniz ve kaynağı harekete geçirecek şey ise çevrenizdir. Kâinat size bir sahnedir; yıldızlar en yakın yoldaşınızdır çünkü içinizde onların tozlarını taşırsınız, gezegenler diyarlarınızdır, insanlar aktörleriniz ve aktristlerinizken, hayvanlar ve çiçekler sizin cesaretinizdir.

Ecem’in yazdığı Herhangi Bir Kız ya da Değil okurken mekansal betimlemelerinin ne kadar kuvvetli olduğunu farkettim. “Ne de olsa mimar, kadın,” diyordum kendi kendime, ama burada başka bir şey vardı. İnsanlar genelde içindekileri dışa vururken farklı yollar tercih ederler. Bence yazmak ise bunun en kutsal ve en keyifli olanıdır.

Ben sayısalcı değilim, şu an bu yazıyı yazan adam bildiğiniz sözelcidir. Aranızda mimar varsa benim bunu söylemem ne kadar doğru bilmiyorum, ama söylemeden de edemeyeceğim. Mimarlığın sadece estetik ve yaratıcılıktan ibaret olmadığını, karmaşık problemleri çözme, verileri analiz etme, sistematik bir yaklaşım geliştirme ve mantıksal akıl yürütme gerektirdiğini düşünüyorum. Bu yüzden bir mimarın genellikle analitik hareket ettiğini söylerim. Çünkü analitik düşünceyi yaratıcılıkla birleştirebildiğiniz için mimarsınız, değil mi?

Açıklamamı yaptığıma göre, gelelim ne demek istediğime, ki “Ne geveliyor, bu adam,” demeyin.

Ecem, insani tarafını mimari açıdan ele alıp bize aktarmış Herhangi Bir Kız ya da Değil’de biliyor musunuz? Bunu yaparken, bize eserin başından beri bahsettiği yolculuğunu tamamlamış, kaos ve karamsar diye betimlediği bahçesini sulamış ve rengarenk bir ovaya dönüştürmüş. En güzeli de ne biliyor musunuz? Defaatle zikrettiği kâinatı sevdiceği bellemiş kendisine. Ne güzel de yapmış; kâinatla barışmayı, doğayla yürümeyi, suyla yaşamayı, içinde bir ışık gibi parlayan güneşle sarılmayı, ağaçla sevmeyi öğrenmiş. Onun düşe kalka yol aldığı yolculuğu okurken, dürüst olayım, içimin cız ettiği çok fazla satır oldu. Nihayetinde bu acıların üstesinden geldiğini okuyunca toparlıyorsunuz. Tanıdığınız birisinin eserini, onun yaşadıkları üzerinden okuyunca, daha önce duymadığınız acılar ve sevinçlerle birleşince sizin kendisine karşı bakış açınızı da değiştiriyor. Zaten içinizde varolan şefkat ve sevgi derinleşiyor.

Herhangi Bir Kız ya da Değil, kaybolmuş hisseden herkesin rehberi olacak, diye düşünüyorum. Sıradanlaşmış kalıpların dışına çıkıp tüm benliğiyle, cesurca yazmış! “Ben buyum,” demiş bağıra bağıra, ki bunu diyebilmek çok zordur. Çünkü edebiyatın en zor işlerindendir kişisel olanı evrensele taşımak, biliyor musunuz? Bu yüzden, Ecem ile gurur duyuyorum işte! Onun eserini okurken Deborah Levy ve Jhumpa Lahiri okuyormuşum hissine kapıldım. Bu arada, Ecem’e “Hanım! Hanım! İçinde bir dişi Paulo Coelho mu var, söyle de bilelim,” diyesim var. Bahsettiğim yazarlar öyle hafife alınacak yazarlar değillerdir. Hepimiz biliriz, onlar başarmışlardır.

Ecem’in yazdığı satırları okudukça size bir yolculuk anlatacak, ama yanında elinizden tutarak sizi de götürecek bu yolculuk. Sizi de güldürecek, sizi de ağlatacak, siz de sevindirecek, sizin de içinizi sızlatacak. Hayır demeyi öğretecek! Siz olun diye, kendinizle barışın diye. Kendinizi severseniz, herkesi ve her şeyi seveceksiniz, diyecek Ecem size. Kendinizi gerçekten yalansız ve aşkla severseniz, herkesi seveceksiniz diyecek. Zaten hepimizin hayatı böyle değil mi? Ecem’in dediği gibi, “Oysa insan nereye giderse gitsin, kendini de beraberinde götürüyor,” Bu arada, gülümseyerek yazıyorum; Kopenhag’daki tren garında mavi beyaz montu ve mavi beresiyle kameralara bakıp kendine gülmesini ve Şirinler gibi görünmesini okurken sizin de yüzünüz gülecek.

Kalemi kuvvetli olduğunu gördüğünüz bir insanın eserini okurken, edebiyatın en zor işlerinden olan kişisel olanı evrensele taşımayı daha net anlıyorsunuz.

Çağıl çağıl akmış yazarken, kayalara çarpmış ama şekil vermiş, dinginliğiyle devam etmiş ve yıkılmamış! Kırılganlığını bir zırh gibi kuşanıp, en derin yaslarından ve en karanlık anlarından süzülerek gelen bir ışık yaratmış kendine ve taşımaya devam ediyor. Ecem, kâinatla arasındaki ince mavi tülü açmış ve yalnızca güneşin gülümseten ilk ışınlarının ve ayın kadife kadar yumuşak pırıltılarının varabileceği bir diyarda, yarım kalmış her cümlenin tamamlayıcısı olarak yazmış.

Herhangi Bir Kız ya da Değil’in teması çok açık, sevgili okur ve belki de hepimizin pekiştirmesi gereken bir derstir. “Yaşa bu hayatı,” diyor, Ecem. “Yaşayamayan tüm ataların için.”

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.