Luadun’Dal Efsanesi: Kayıp Şövalye

Luadun’Dal Efsanesi: Kayıp Şövalye, eBook olarak çok yakında yayımlanacak!

Kitap yayımlanmadan önce, siz değerli okurlara kitap içeriği hakkında bilgi vermek istiyorum.

Luadun’Dal Efsanesi: Kayıp Şövalye adlı ilk eserimde öne çıkan tema, dostluk ve dostların önemidir. En zor anlarda bile yakın dostluklara olan bağın hayat kurtaracağının önemi ön plana çıkıyor. Hikâyenin ana kahramanı Guiscard, Kayıp Şövalye adlı bir mite ait yolculuğa başlıyor. Olağanüstü güçlerine rağmen, her ne koşulda olursa olsun, dostlarının ona bağlılıklarına şahit oluyor. Aynı zamanda, hikâyenin tamamında büyük paya sahip Livia, Claudius ve Milonia adlı üç kardeşin arasındaki güçlü bağı da ortaya seriyor. Buradan da yola çıkarak, kardeşler arasındaki sıkı bağlara ve bu bağların bazı zamanlarda iyi bir şekilde korunmasına değiniyor.

Luadun’Dal Efsanesi: Kayıp Şövalye, mitolojiye göre kadim dönemlerde yaratılmış, Valerivenill adlı bir dünyadaki acımasız ve geleceği de tehdit eden bir mücadeleyi konu ediniyor. Bu dünyada üç kıtadan bir tanesi olan Luadun’Dal adlı diyarda, üç kardeşin sözde taht, ama gerçekte Valerivenill’i ele geçirme mücadelesinin acı sonuçlarını ortaya çıkarıyor. Ancak bu mücadele onların yolculuğunu, daha önce babaları tarafından onlara anlatılan bir hikâyeyle değiştiriyor.

Medietas Krallığı’nın hükümdarı Tempius, üç kardeşin babasıdır. Hanedanlık gelenekleri gereği üç çocuğunu diyarın üç farklı bölgesine krallık yönetimi hakkında tecrübe edinmeleri için gönderir. Sırasıyla Nordiborg, Medietas ve Damanhur adlı şehirlerde üçü de eğitimlerine başlar. Buralarda, babaları ölene kadar kendilerini çeşitli konularda geliştirmeye çalışırlar.

Tempius öldükten sonra tamamen ve kötü bir biçimde değişir. Medietas’ta bulunan en büyük kız kardeş Livia, kadim dönemlerde, iki yücenin üç çocuğundan biri olan, Kayıp Şövalye’nin maceralarını ve hikâyesini öğrenir. Bu hikâyede, Valerivenill’in önemli figürlerinden Kayıp Şövalye’nin sahip olduğu, yaratıcı tanrı Ephion’un dövdüğü zırhın ve kılıcın varlığından söz edilir. Zamanın başlangıcından önce evreni ikiye bölen ve Valerivenill’e ayak basmamış bir tanrının gücüyle dövülerek üretildiği anlatılan hikâye Livia’nın ilgisini çeker. Hem bu Şövalye denilen yarı tanrı ve hem de sahip olduğu ekipmanlar hakkında daha derin araştırmalar yapmaya başlar. Kayıp Şövalye’nin lahdini bulup, zırhını ve kılıcını elde ettiğinde Luadun’Dal dâhil, doğu ve batıdaki kadim diyarları yönetebilecek bir güce sahip olabileceğini anlar. Ancak bu bilgiyi aynı zamanda Nordiborg’daki erkek kardeşi Claudius da başka bir yoldan öğrenir. Damanhur şehrini yöneten en küçük kız kardeş Milonia tüm bunları çok sonra, tesadüfen, bir olayla keşfetse de kardeşlerine göre daha geriden bu olayı seyreder.

Livia, Claudius ve Milonia’nın aksine, Kayıp Şövalye’yi bulabilmek için daha önce babaları tarafından bir keşif ekibi gönderilmiştir. Bunlar Guiscard’ın, yani hikâyenin ana kahramanı bir kılıç ustasının babası ve annesidir. Ancak onlar bu görev sonucunda hazin bir sona uğrarlar ve görev başarısız olur. Yine de diyarın mitolojisine göre macera, vazifenin verildiği ilk aileye sonsuza kadar bağlanmıştır. Eğer aileden birisi ölürse, bu görev son kalan aile üyesine zorunlu bir şekilde Ephion tarafından aktarılır. Guiscard tüm bunları ilk kez katıldığı ve büyük kayıpların yaşandığı bir savaştan sonra öğrenir. O, Livia’nın ordusunda bir kılıç ustası olarak görev yapar, ancak Livia, Guiscard’ın potansiyelinden habersiz olarak hareket eder.

Guiscard’ın durumunu ilk kez Claudius, savaştan sonra gözcülerinin onu mitolojide yeri olan bir varlıkla, başka bir forma bürünerek konuşurken fark ettiklerinde öğrenir. Bu yüzden de peşine casuslar gönderir.

Bu süreçte Guiscard ve iki arkadaşının başından geçen olaylar çoğunlukla acı yoldan gerçekleşir. Ancak zaman zaman diğer karakterlerin de olaya istemeden katkısı dokunurken, bazılarının da isteyerek katkıları olur. Guiscard bu yolculukta birçok yoldaşını kaybederken, istemeden kötü olayların da sebebi olur.

Luadun’Dal Efsanesi: Kayıp Şövalye’yi yazdığım zamanlarda bana destek olan dostlarıma sevgilerimi iletirim. Onların desteğiyle kitaba konu olacak tarihi, kültürleri, olayları, karakterleri 10 sene içerisinde tamamlayabildim.

Bana bu zamana kadar destek olan sevgili dostlarım, her ne kadar haklarını ödeyemesem de bir teşekkür niteliğinde kitapta birer karakter olarak ekledim.

Siz değerli okurlara da vaktinizi ayırıp Luadun’Dal Efsanesi: Kayıp Şövalyeyi okuduğunuz için çok teşekkür ederim!

Sevgiler,
Deniz Kocatürk

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.