Kategori arşivi: Kısa Hikâyeler

Kısa Hikâye: Günindi Diyarındaki Bahçe

Günindi Diyarındaki Bahçe, dürüst olayım, yazarken beni yormuştu, ama öyle bitkinlik veren bir yorgunluk değil, aksine keyifliydi. Burada bir elf olan bilge botanikçi Galâhid’in yaşamını ve bahçesine odaklanan lirik bir tema var.
Galâhid’in bahçesinde yetiştirdiği rengârenk çiçeklere duyduğu sevgi ve onlara gösterdiği özen, onun incelikli ve barışçıl doğasını yansıtıyor. Bir kâbus gördükten sonra bunun ardındaki endişeye kapılır. Çünkü Galâhid’in hayat felsefesine tezat oluşturan, doğanın ve barışın yok olduğu bir dünyayı tasvir ediyordur bu habis düş.
Genellikle, elfler narin ve kırılgan aktarılsa da hepsi öyle değil elbette, ama benim işlediğim diyarda Galâhid için bunu söyleyebiliriz. Bu onun hayata bakış açısını da değiştirmiştir.
O inceliğin ve adaletin kaba kuvvete karşı üstünlüğü ve iyiliğin, doğanın ve tüm canlıların güzelliğini korumak için yegane şey olduğuna inanır.

Okumaya devam et

Kısa Hikâye: Tiran Kraliçe

Elnaril her zaman bir kaosa sürüklenmiştir. Burada güç hırsı ve zulmün kuşaklar boyu nasıl devam ettiğini size anlatmaya çalıştım. Öykü, zalimliği ve acımasızlığıyla tanınan ateş elfi kraliçesi Merialeth Norra’nın, aynı diyardaki krallıkları fethetmesiyle başlar. Norra, tıpkı iki yüz elli bin kış önceki atası Shandalar gibi gücü ele geçirmek ve toprak bütünlüğünü sağlamak için kan, entrika ve kaba kuvvet kullanır. Ne kadar alışkınız bu terimlere ve uygulamalara değil mi?
Bu Elnaril’de şaşırılan bir şey değil. Çünkü güç için kendi ailelerini bile feda eden ateş elflerinin doğasında var bu, bir yasa bellemişler.
Shandalar’ın acımasız fetihlerinin önüne geçen birisi daha var. Her kötünün karşısında daima bir iyi olur, ama bazen gri de kalır bu kalıp. Yine de öyküyü okurken, Elnaril’de, Buz Ejderhalarının Efendisi’nin soyundan geldiğini iddia eden Kılıçların Kraliçesi Merhild ile olan mücadelesine taşınırız. Merhild, zarafetiyle ve iyilik için savaşan bir kahraman sıfatıyla Shandalar’ın zulmüne set çeker âdeta.
Okurken karşılaşacağınız doruk noktası, Merialeth Norra’nın da atalarının kaderiyle yüzleşmesidir.
Tiranlık ve zulüm, er ya da geç kendi sonunu getirir. Bu güç hırsının, felaketle sonuçlanan bir lanetidir.

Okumaya devam et

Kısa Hikâye: Saltanat Kalesi Muhafızı

Saltanat Kalesi Muhafızı, günlükler hâlinde yazılmış bir öyküdür. Diyarın meşhur generallerinden birisinin günlüğünü bulmuşsunuz da onu okuyormuşsunuz hissi verir. Kendini Romanus Psellos olarak tanıtan bir generalin gözünden anlatılan öyküde onur, sadakat ve cesaret temalarını ön plana çıkarmaya çalıştım.
Psellos, imparatorluğun kuzey sınırındaki unutulmuş addedilen Eudoksia Kalesi’nde, imparatoriçenin en değerli hazinesi olan Theodora’nın Kalkanı’nı korumakla görevlidir. Bu kale, mimari güzelliği ve sağlamlığıyla bilinir. Her güzel şeyin bir de tehlikesi vardır. Öykü, Psellos ve kırk iki savaşçısının, beklenmedik ve gizemli bir şekilde minotorları da içeren bir cüce ordusunun kuşatmasıyla yüzleşmesiyle gerilim kazanır.

Okumaya devam et