Ihlamur Kokusu, askerlik hizmetimi yerine getirdiğim süre içerisinde yazdığım son hikâyeydi. Ihlamur benim de sevdiğim bir bitki ve içecek olduğu için hikâyenin içeriğinde yer almasını etkiledi. Hikâye, genel olarak Iorwen adlı bir gezgin ozanın hikâyesini konu ediniyor.
Norssken ve Feza şehirlerinde ona Ozanların Kraliçesi de diyorlardı. Ancak, o tek noktaya bağlı kalmaktansa belli bölgelerdeki hanlarda müziğini icra ederdi. Huş ağacından lavtası daima sırtında, han han dolaşır, sesiyle ve lavtadaki becerisiyle hayranlık uyandırırdı. Bu hayranlık sadece müzik becerisinde değildi. Edebiyata olan düşkünlüğü öykü anlatıcısı olarak tanınmasını da sağlamıştı. Lavtasıyla icra ettiği müziğe bazen macera, bazen de dramatik konuları işleyen şiirlerle eşlik ederdi. Bu maceraların konusu bazen bir şövalye olurken, bazen de sıra dışı vasıflara bürünmüş hayvanlar, hatta doğaüstü varlıklar da oluyordu. Dram konusunda genelde iki aşığın anılarını işlemektense kalbe ve zihne doğrudan hitap eden durumları tercih ediyordu. Her ne olursa olsun Iorwen, tüm diyarda iyi tanınan bir ozan ve edebi kişilikti.
Ozan, diyarın kuzey batısındaki Mücevher Nehri’nin oluşumunu ve gizlediği mücevherlerle ilgili efsanevi olayı duyunca, bir elf hanında karşılaştığı insanla bu mücevheri araştırmaya gider.
İyi okumalar ve sağlıklı günler dilerim, sevgili okur!
Okumaya devam et →