Luadun’Dal Efsanesi Eserimi Yeniden Yayımlatma Serüvenim

Klişeleşmiş kalıplar yerine şunu yazacağım: Sanırım eseriniz üzerinde ne kadar zaman ayırdığınız ya da ne kadar özenli yazdığınızın hiçbir önemi yok. Bir roman ya da öykü kitabı yazdıysanız, eğer isminiz biliniyorsa yayımlanıyor, diye düşünmeye başladım. Size birkaç şeyden bahsetmek istiyorum.

Neden? Çünkü ben 2020’den önce eserimi yayımlamak üzere ciddi bir şekilde yayınevi arayışına girdim. Uzunca bir süre yayınevlerinin peşinde koştuktan sonra sonunda Cinius Yayınları aracılığıyla, parasını vererek kitabımı yayımlattım. Pişman mıyım? Neden pişman olayım ki? Yayınevlerinin peşinden koştuğumda adlığım cevap hep aynıydı; ya yayın politikalarına uymuyormuş ya da yayımlamak için uygun görülmemiş. Elbette ki, yayınevi her önüne gelenin kitabını yayımlayamaz.

Yine de bu kadar yayınevi olduğu hâlde, siz halkın içinden bir yazar olarak, eserinizin üzerinde defaatle düzenlemeler ve çeşitli değişiklikler yaparsınız. Yayınevlerinin yayımlamak isteyebileceği düzeye getirene kadar gece ve gündüz çalışırsınız. Sonuç? Güleceksiniz belki, ama maalesef hâlâ uygun değildir. Yaptıkları ‘değerlendirmelerde’ dosyayı yayımlayacaklarını iletirler. Bunlar yine de sizin emeğinize karşılık size cevap veren nadir yayınevleridir.

Her ne kadar içinizde bir ukde olup da, ya okumuyorlarsa diye düşünmenize rağmen. Bu müessif durumun içinden nasıl çıkarım, diye düşünürken aklınıza birden şu gelir: Parayla yayımlatsam acaba ne olur? Ben size söyleyeyim; Cinius Yayınları’na erişerek, zamanında (2020), haftalarca yaptığım araştırmalarımdan sonra, bir miktar karşılığında kitabım yayımlandı. Hem de devamlı isteğe göre basılacak şekilde bir sözleşme yapıldı.

Tesadüfen birisi internet satışında ya da mağaza satış desteği de aldıysanız mağazada kitabınıza eriştiyse ve hoşuna gittiyse, güzel tadından yenmiyor. Çünkü şunu görüyorsunuz; aslında sorun bende değilmiş. Haydi, ‘sorun bende de olabilir mi’, diye kendinize sordunuz; sonra başlıyorsunuz araştırmaya. Nafile. Elbette, parayla kitap yayımlayan yayınevlerine bir lafım yok, zira bu yöntem benim gibi yeni (5 seneden fazla olsa bile) bu işe başlamış birisi için bir mihenk taşıdır.

Kaldı ki, sevdiğiniz yazarların hayatını okuduğunuzda, (mesela benim listemin başlarında Philip K. Dick, Isaac Asimov, JRR Tolkien, JK Rowling, R. A. Salvatore, Steven Erikson vardır) bir şey fark ediyorsunuz. Tolkien ve Rowling de benzer zorluklar yaşamış. Benim bu anlamda gördüğüm örnekler ve retler beni zayıflatmak yerine, aslında daha da kuvvetlendiriyor. Çünkü, sonunda başarıya ulaşan taraf biz olacağız ve uykusuz kalarak yazdığınız o eseri yayımlayacak bir yayınevi mutlaka olacak.

İşin komiği, ben bu yazıyı yazarken hâlâ eserlerimi yayımlayacak bir yayınevi bulamadım. Hatırlarsanız, Mart 2024’te bir yazı paylaşmıştım. Cinius Yayınları’yla anlaşmamı feshedip, yeni bir yayınevi arayışına girmiştim. Cinius Yayınları’yla bir sorun yaşamadım, yanlış anlaşılmasın. Ben farklı bir yol seçmek istedim. Erken mi oldu? Belki de, ama ben eserime güveniyorum. Bu süreçte, bu sektörde gördüğüm bazı şeyler beni mutlu etmek yerine üzdü, ama ben pes etmeyeceğim!

Yayınevlerine de buradan bir çağrım var; çevirilerden ziyade, bizlerin eserlerine de değer verip, ilk 5-10 sayfasını okuyabilirsiniz, diye düşünüyorum.

Eğer siz de bir eser yazıyorsanız, kimse sizin yolunuza taş koyamayacak, sevgili dostlarım. İlhamınız bol olsun!

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.